6 Kasım 2007 Salı

Zenginlik tabusu yıkılırken...

Nicolas Sarkozy'nin maaşı tartışmalarının, henüz okumadığım, ama merak ettiğim, Fransızların zenginlik düşmanlığını anlatan yeni bir kitabın çıkmasıyla aynı döneme denk gelmesi, manidar oldu.

Cumhurbaşkanının maaşı, net 7 bin 84 €'dan 19 bin 331 €'ya çıkarıldı. %172'lik artış doğal olarak tartışmaları da beraberinde getirdi. Böyle konular muhalefetçe her zaman her yerde kullanılır. Oysa herkes gayet iyi bilir ki, cumhurbaşkanına verilecek 10 bin 20 bin euro'luk bir paranın ülke ekonomisinin tırnağına bile dokunması sözkonusu değildir. Burada tartışma, zaten bu doğrultuda değil aslında. Eleştirenlerin derdi başka: sembolik olarak bunun iyi bir gösterge olmadığından yola çıkıyor muhalefet.

Bu ilginç bir mesele. Çünkü Nicolas Sarkozy, cumhurbaşkanlığına oynamaya başladığı günlerden bu yana, sembollere yüklenen olumlu/olumsuz değerleri ters çevirme gayreti içinde. "Otorite" sözcüğü sözgelimi, Nicolas Sarkozy sayesinde şeytanî anlamından sıyrıldı. "Milliyetçilik"in de giderek, pozitif yönleri keşif konusu hâline gelmeye başladı. Hattâ Sarko, seçim kampanyasının müthiş yankı uyandıran son söylevinde, kendisinin cumhurbaşkanlığının, "68 hareketinin mirasını ortadan kaldırmak için iyi bir fırsat" olacağını açıkça dile getirmişti.

Cumhurbaşkanının bu girişimleri, bugüne dek soldan, saplantılı bir "anti-Sarko" söylemi dışında hiçbir teorik-pratik karşılık göremediğinden, Sarkozy, amacına yönelik olarak çok hızlı yol alan bir lider görünümüne büründü.

Anlayacağınız, kırılacak son tabu, "zenginlik" olarak görünüyor. "Daha çok çalışın, daha çok kazanın" diyen Sarkozy, oradan oraya öylesine koşturuyor ki; kamuoyunu bu yönde ikna ederken, "Ben de öncekilerden daha çok çalıştığıma göre, daha çok kazanırım" demeye getiriyor. "Zenginlik" tabusu da, böylece kırılmış oluyor.

Sarkozy durmuyor ve en azından bir süre daha durmayacak.

(Fotoğraf: AFP)

1 yorum:

Unknown dedi ki...

güce tapınmak ya da kraldan çok kralcılık

Tabu terimi, ilkel toplumlar bağlamında ele alındığında, kendisiyle temas edilmesi veya kullanılması moral olarak yasaklanmış bir kişi veya nesneyi ifade etmektedir; burada sarko(faşo) ve o'nun kültü(halka dayanmayan güç,ki bu gücün olduğu yerde özgürlük olmaz...)
çok burjuva oldu ya neyse- Durkheim'e göre tabu kutsal olanla kutsal olmayan iki ayrı dünya meydana getirir ve bu iki dünyanın arasına bir sınır koyar-sa da sarkozinin "uçağa atlayarak,her önüne gelenle tokalaşmasını" çalışmak olarak algılamamız gerekir zira iktisattaki fiyat değer teorileri ve Marx amcanın üretim değeri ve değişim değerini de gözardı etsek bile rahmetli "tembel adam" Baudrillard nasıl yoksayılabilir...Durkheim in sınırı tarih varoldukça olacak foucault nun birbirinin değirmenine su taşıyan-elmanın iki yarısı-muhalefet,iktidar recycle ,bu karikatür söz konusu olunca "sınrıa" geliyor...