20 Kasım 2007 Salı

Tam bir yırtılma


"Onlar dışarıdan solcu. Hükümete gelince hemen sağa dönerler" dedi bugünkü gösteri için beni Place d'Italie'ye götüren taksici. Hem kendi ülkesini, Fransa'yı; hem atalarının ülkesini, İsrail'i; hem de benim ülkemi, Türkiye'yi yakından takip ettiğini söylediklerinden anladığım bir Yahudi. Hükümeti eleştiren hemen herkesin sorunu, daha önce bu sayfada sözünü ettim, aslında sosyalistlerin de Sarkozy'nin reformlarından memnun olması. Muhalefet, bir tür ikiyüzlülükle, grevlere destek çıkmakla beraber, off the record, hükümetin hamlesinin doğru olduğu görüşünde.

Yollar erkenden kapatıldığı için, Tolbiac'ta inip Place d'Italie'ye kadar yürüdüm. Doğrusu, gösterinin başlamasına bir saat kala, beklediğimden çok daha fazla sayıda insan toplanmıştı bile. Polisler, öğretmenler, öğrenciler, demiryolu işçileri, La Poste çalışanları...

Fransa aşağı yukarı son 25 yıl içerisindeki en büyük politik yırtılmasını yaşıyor. "Amerikancılık"la suçlanan ve muhalefet tarafından adeta şeytanileştirilen, Hitler'le kıyaslanan Nicolas Sarkozy, kendisine karşı çıkanlar için nefret, yanında olanlar içinse hayranlık nesnesi.

Gösteriler, grevler, kuşkunuz olmasın, aralıklı olarak tekrar tekrar gündeme gelecek. Ama bu hükümet de, her şeye rağmen, yapacağını yapacak. Bu yırtılma içerisinde Fransa, sağ için liberalizmi, ya da neoliberalizmi keşfedecek; merkez sol içinse sosyalizm yerine -Blair usûlü- sosyal demokrasiyi.

Bu iyi mi, kötü mü; kararı size bırakıp, sadece olanları ve olacakları söylüyorum.

2 yorum:

Hakkı Kurtuluş dedi ki...

Erhun biliyorsun yeryüzünün en büyük Fransologlarından Theodore Zeldin şöyle bir lâf edip Fransız milletini bir çırpıda özetleyivermişti:

"Fransa bir konuda muadili ülkelerden ya ileridedir, ya da geride. Hiçbir zaman onlarla aynı seviyede olmaz/olabilemez."

Bak mesela internet konusunda geckmişlerdi minitelden ötürü, Almanları da İngilizleri de geçiverdiler. Beşgen ülkede toplam 8 milyon "blogger" varmış! Neyse diyeceğim bu yırtılma İngiltere'de ve Almanya'da Blair ve Schröder (Ve hattâ Fischer) gibi karizmatik liderlerle tamamlanmıştı. Şimdi tasfiye süreci Fransa'da da işliyor dediğin gibi. DSK pasifize edildi gibi görünüyor şimdilik; ama Mitterand'nın 1974'te ucu ucuna kaybedip 81'de nasıl muazzam bir "come-back" yapıp 20. yüzyılın ilmeğine nasıl mührünü vurduğunu hepimiz biliyoruz. Fransa'nın her zaman mührü saklıdır. 21. yüzyılın başında mevzî kaybetmeye devam eden Fransa'nın mührünü vuracak bir adam çıkmayabilir de ama bence gene biri çıkacaktır; bu da soldan gelebilecektir. Şu an için en yakın aday DSK görünüyor, belki de Arnaud Monteburg gelecek gümbür gümbür... Aslında esas beklediğim adam da odur yani.

Senden bir de Chavez'in Paris konuşması hakkında bir yazı bekliyoruz.

Hakkı Kurtuluş dedi ki...

Arnaud şurada efendim:

http://www.arnaudmontebourg.fr